Medyada son günlerde yer alan akran zorbalığı olayı için hepimiz çok üzgünüz. Ne yazık ki klinik uygulamalarımızda, sıklığı giderek artan toplumsal şiddet ve “linç” kültürünün okullarda da yaşandığı gerçeğine uzun zamandır şahit olmaktayız.
Akran zorbalığı, her yaştan çocuğu olumsuz etkileyen toplumsal bir şiddet yaşantısıdır. Zorbalık mağduru çocuklar, genellikle pasif, kendini savunmakta güçlük çeken, yalnız, endişeli, kolay kandırılabilen ya da korkutulabilen çocuklardır. Zorbalığın çocuğun akademik ve sosyal yaşamına etkisi uzun süre devam eder. Diğer yandan zorbalık yapan çocuk ve gençlerin akranlarına takındığı düşmanca tutum, sadece bir güç gösterisi olmanın ötesinde akranlar arasında kabul görme, bir gruba ait olma gibi birçok motivasyonu içerebilir; ihmal edilmiş bir ruhsal bozukluğun, dahası geçmişte ihmal/istismar ya da zorbalık mağduru olmalarının yansıması olabilir. Bu sebeple zorbalıkla mücadelede öncelikli hedef “zorbalık iklimi”ni kırmaktır.
Akran zorbalığı ile mücadele kapsamında özellikle okullarda, okul öncesi dönemden itibaren farkındalık çalışmalarına başlanmalıdır. Zorbalığın tespit edilmesi durumunda sistematik müdahale mekanizmaları aktifleştirilmelidir; hem zorbalık mağduru çocukların hem de zorbalık yapan çocukların ruhsal açıdan desteğe ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır. Şiddet bulaşıcıdır, toplumda şiddeti arttıran unsurların tespiti ve önlemeye yönelik müdahaleler de zorbalıkla mücadelede gereklidir.
Daha fazla bilgi için Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği olarak akran zorbalığı ile mücadele hakkında hazırladığımız dijital yayından yararlanabilirsiniz:
Comments